Dünya değişiyor.. Tabii buna paralel iş anlayışları ve iş
modelleri de. Bugün torunum Efe’nin ilk saç traşı sırasında “Alim Kuaför” adında
0-5 yaş çocuklara yönelik bir işletmede yeni iş modellerindeki bu değişimin
izlerini gördüm.
Proje Yönetimine bugüne kadar hep bir girişim fikri olarak
bakmaya, bir girişimci gibi davranmaya, projelere yenilikçilik ve yaratıcılık
katmaya, marka değeri yaratmaya, işin finansman ve pazarlama ayaklarını unutmadan
sürdürülebilirliği sağlamaya, müşteri odaklı olmaya, projeleri bir işletme
gibi görmeye ve kalıcı birer işletme gibi yönetmeye çabaladım. Bana göre “Yeni
Nesil Proje Yönetimi” böyle bir anlayışı içermeliydi.
Bugün, yaşamımızın içinde pek de dikkatimizi çekmeyen bir
alanda olağanüstü bir girişim fikri ve bir iş modeli ile karşılaştım. Torunum
Efe’nin ilk kez saçını kesen ve 0-5 yaş çocukların saç kesimi işini başarılı
bir işletme haline getiren girişimci bir proje yöneticisine şapka çıkardım.
Bu iş modelinin yer aldığı pazarı “niş” hatta oldukça dar olarak
nitelendirebilirsiniz. Ama çocukların hızla uzayan saçlarını, yeni ebeveyn kuşağının
çocuklarının dış görünümüne verdiği önemi, çocukların yabancılarla ilk kez karşılaştıklarında
ve ilk kez gittikleri bir yerde verdikleri tepkiyi, saçları gibi kendilerinin
bir parçası olarak gördükleri bir uzvun bir başkası tarafından kesilip
alınmasında yaşadıkları psikolojik travmayı düşünürseniz, bu girişim fikrinin
ne denli yaratıcı olduğunu anlayabilirsiniz.
“Alim Çocuk Kuaförü” işte bu girişim fikrini önce bir
projeye sonra da başarılı bir işletmeye dönüştürmüş. Çok başarılı ama o denli
ekonomik bir yer seçimiyle işe başlamış. Adres, Bağdat Caddesi üzerinde Kızıltoprak-Migros’un
karşısında, orta ve üst gelir grubunun geniş hinterlandının tam merkezinde, ama
bir konut binasının pahalı zemin katında değil, 2. katında. Adresi hem çok
tanımlı ve prestijli, hem de kira maliyeti düşük. Fiyatlandırma da verilen
hizmete, yapılan yatırıma göre çok makul: Yani sürdürülebilirlik ilkeleri ön
planda tutulmuş.
“Alim Kuaför” rezervasyon sistemiyle çalışıyor: Önce çocukların
yaşı, cinsiyeti, kişiliği hakkında ön bilgi alıyorlar. Kayıt açıyorlar. İlk kez
saçı kesilecek ise, saçından küçük bir parçanın da içine konduğu bir sertifika
hazırlıyorlar. Çocukları kapıda, müthiş cana yakın ve psikolog diyebileceğimiz
nitelikte 2 abla, ismiyle karşılıyor. İç dekorasyon tam hedeflenen amaca uygun:
Mobilyalar, renkler, desenler.. Her şey tertemiz ve pırıl pırıl. Tabii, hijyen
amacıyla kapıdan giren herkesin galoşlarını giymesi şartıyla.
Önce saç kesimi sırasında oynamak üzere çocukların, içinde yüzlerce
oyuncağın bulunduğu oyuncak odasından istediği oyuncağı seçmesini sağlıyorlar. Biraz
stresli olması halinde arkadaki oyun odasında oyun oynatarak onu sakinleştiriyorlar.
Sonra, saçını kesecek ağabey, saçlarını okşayarak ve tarayarak onunla birebir
ilişki kuruyor. Daha sonra da onu en sevdiği oyuncakla birlikte berber
koltuğuna oturtuyor. Çocuk koltukta huzur içinde, ama tabii sevimli abla da hemen
yanı başına oturuyor. Oynadıkları oyun dinamik ve interaktif. Çocuk, arka
planda saçının kesildiğinin farkında bile değil. Ağabey, zaten saçları
makineyle değil, tarak ile tararken kesiyor. Çocuk arada farkına varırsa makası
hemen saklıyor. Makas güvenlikli ve küt uçlu. Sonuçta saç kesme işlemi 15 dakikada
bitiyor. Arada sıkılıyor ya da stresi devam ediyorsa, arkadaki oyun odasına
alınarak, diğer çocuklarla vakit geçirmesi sağlanıyor. Yani süreç mükemmel
çalışıyor.
İlk kez saçı kesilen çocuğa sertifikası, kendi saçı da içine
konarak bir sertifika ile eline veriliyor. Tekrar geldiğinde oynayacağı oyuncak
işaretleniyor ve kaydediliyor.
Ve bütün bu hizmetin karşılığı, İstanbul’da, Bağdat Caddesi
gibi lüks bir semtte, yaratıcı bir fikir ve ciddi bir yatırımla hayata
geçirilmiş başarılı bir işletme için son derece makul. Anadolu berberlerinin ilk
kez saçı kesilen çocuğun saçının ağırlığı kadar altın istediği, damat-gelin
traşlarının olağan dışı fiyatlarla yapıldığı ülkemiz kültürü için ne kadar sıra
dışı ve girişimci bir proje fikri ve yaratıcı bir işletme değil mi?
Yaratıcılık, müşteri odaklılık, sürdürülebilirlik vb. her
türlü “Girişimci Proje Yönetimi” ya da “Yeni Nesil Proje Yönetimi” ilkelerini
bünyesinde barındıran bu başarılı işletme bence bir örnek vaka olarak
değerlendirilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder